Coimex ekibine katıldığımda ve Coimex’in blokzincir çözümlerini ilk duyduğumda bu projede, daha önce de birçok kez işbirliği yaptığım Fatih Bilgin mutlaka olmalı demiştim. Aradan zaman geçip ‘Exim Token’ projesine başlamaya karar verdiğimizde yönetime, “eski Bitexen CTO’su Fatih Bilgin de bu projede yer almalı” dedim. Ve böylece Fatih Bilgin’i de ekibe katarak, Coimex Exim Token ve blokzincir çözümleri projesine start vermiş olduk.

Şimdi birinci ağızdan kendisini bize tanıtsın ve bu süreci bize aktarsın.

Öncelikle bize vakit ayırdığın için teşekkür ederiz Fatih.   

  • 1) Seni tanımayanlar için kısaca kendini tanıtır mısın?

İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum. Öğrencilikten itibaren yaklaşık 5 yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgi İşlem Dairesi bölümünde yazılım geliştirme grubunda çalıştım. Bilgi İşlem’den sonra çalışma hayatıma Tickle’de devam ettim. 1,5 sene kadar Airties’ın 7-8 kişilik ARGE ekibini yönettim. 2 yıl kadar global bir bankanın kurumsal krediler ekibine yazılım teknolojileri geliştirme danışmanlığı verdim. 2012 yılında, ABİDOS isimli kendi şirketimi kurdum. ABİDOS’ta ‘Taksi Rehberi’ adını verdiğim Uber benzeri yerli bir uygulama geliştirdim. 2017 yılında, Bitexen projesine başladık. Farklı projelerde çalışmaya devam ediyorum. Şimdi de Coimex’in Exim Token projesinde CTO olarak çalışıyorum.

Fatih

  • 2) İş hayatına direkt girişimcilik ile mi başladın? Bize bu süreçten biraz bahseder misin?

İş hayatına üniversitedeyken başladım. 4-5 yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgi İşlem Dairesi bölümünde yazılım geliştirme grubunda çalıştım. Öğrenci olarak başladığım işe, grubu yöneterek çıktım. Bilgi işlemden sonra ilk çalıştığım firma Tickle idi. Turkcell, Vodafone ve Avea gibi operatörlere VAS servisleri dediğimiz ‘value service’ hizmeti veriyorduk. Bu servisler, cep telefonunuza birtakım bilgi hizmetleri sunan servisleri üretiyor ve uygulamalar geliştiriyordu. Bu uygulamalar, henüz akıllı telefonlar yokken SMS servisleri şeklindeydi. Daha sonra iş, uygulama geliştirmeye döndü. 1,5 sene kadar Airties’ın 7-8 kişilik ARGE ekibini yönettim. Daha sonra 2012 yılında, ABİDOS isimli kendi şirketimi kurmaya karar verdim ve kurdum. ABİDOS, coğrafi teknolojiler üzerine yazılım geliştirme yapan bir şirkete dönüştü. Bu şirkette, ‘Taksi Rehberi’ adını verdiğim Uber benzeri yerli bir uygulama geliştirdim. Bu, hem insanların taksi çağırabileceği hem de taksi durağı yönetim sistemi şeklinde bir uygulama. Bu proje, 12 senedir devam ediyor. Bu uygulama, İstanbul Sultanbeyli ve Bursa’da aktif olarak çalışıyor. Aşağı yukarı 600 adet taksi, bizim yazılım sistemlerimizi kullanıyor.  

  • 3) Şimdiye kadar hangi projeleri gerçekleştirdin ve hangi ortak projelerde yer aldın?

İTÜ yazılım geliştirme ekibindeyken, bir üniversitenin ihtiyaç duyabileceği birçok yazılımı geliştirdik. Daha sonra Tikle’de telefon operatörleri için ‘value this service’ dediğimiz hizmetleri geliştirdik. Burada, daha çok ana yazılım mimarisini gerçekleştirdim. Saniyede milyonlarca SMS’e cevap verebilecek servisler üzerinde çalıştım. Örneğin Turkcell’in ‘Goller Cepte’ hizmetinde görev almıştım. Bu servisin 850 bin abonesi vardı o zaman. Bir gol olduğunda 850 bin aboneye, gol olduğunun haberini vermeniz gerekiyordu. Daha sonra Airties’ın cihazlarının yönetim arayüzlerini, kurulum uygulamalarını, her cihazda komple uygun, konfigürasyonlu çalışacak şekilde geliştirdik. Onun dışında Airties’ın IP TV Starbuckslarının arayüzünü de benim ekibim geliştiriyordu. Bunlara ek olarak, Airties’ın cep telefonu uygulamasını hayata geçirdik. Tickle şirketinde de birçok mobil uygulama yapmıştım. Bunlardan ilk akla gelen GNC idi. Böylece hem Nokia telefonlar hem Android telefonlar, hem Blackberry hem IPhone telefonlar gibi farklı telefonlarda insanlara aynı deneyimi yaşatmayı başardık. 

Daha sonra kurduğum kendi şirketim ABİDOS’ta Taksi Rehberi vardı. Taksi Rehberi projesini, taksicilerle yolcuları hatta belediyeyi, taksi durağını, taksi sahibinin hepsini birleştiren ve hepsine değer katan bir ürün geliştirdik. Aşağı yukarı 600’e yakın taksi var. 

2017 yılında, Bitexen projesine başladık. 

4) Evet, daha önceden hayata geçirdiğiniz, şu an Türkiye’nin en iyi kripto platformlarından biri olan Bitexen projeniz de var. Hazır konusu gelmişken biraz bundan bahsedelim. Bitexen iş fikri nasıl doğdu? Nasıl gelişti? Ve şu an ne durumda?

Proje, 2017 yılında başladı. İTÜ’de birlikte çalıştığımız bir arkadaşım, 2017’ya kadar finans sektöründe bankalarla çalışıyordu. Bankalarda yazılım mimarisi ekiplerini yönetiyordu. Daha sonra kripto para borsası kurmak üzere bir girişim başlatmak istediğini bana söyledi. Ofisimde uygun yer olduğunu gelirse, birlikte çalışabileceğimizi söyledim. Böylece ofiste birlikte çalışmaya başladık. O zaman ilginç bir dönemdi. Ofiste dört tane farklı girişim vardı. Bir tanesi ABİDOS Taksi Rehberi, diğeri daha sonra Bitexen’e dönüşecek olan kripto para borsası, sosyal mecrada yarışma programı olan ‘Hadi Projesi’, diğeri ise yapay zeka altyapılı çok güzel ürünler yapan bir proje… Hepimiz aynı ofisteydik. Hatta hepimiz, birbirinin projesine katkıda bulunuyorduk. Aynı ofiste, 100 metrekarelik bir alandan, 4 farklı startuptan çok verimli işler çıkardık. Kripto para borsası projesi ve bağlantılı olarak Bitexen’i kurmaya karar verdiğimizde, Türkiye’de iki tane kripto para borsası vardı. Bu ikisinden başka bir kripto para borsası alternatifi yoktu ve bunlar, o zamanlar yetersiz platformlardı. Burada böyle bir açık ve gereklilik gördüğümüz için bu projeyi gerçekleştirmeye karar verdik. Daha yetenekli, farklı bir vizyonu olan, çok daha performanslı bir kripto para platformu gerçekleştirdik. Bunu yaparken vizyon olarak, kripto para borsası değil kripto para bankası olmayı hedefledik. Kripto para bankası olabilmek için birçok hizmeti sunmak gerekiyordu. Bu hizmetlerden biri öncelikle kripto paraya erişim yani kripto parayı alım satım hizmeti sunmak olmalıydı. Kripto para borsasıyla buna başladık. Zamanla buna farklı hizmetler ekleme hedefimiz vardı. Bitexen bunların bir kısmını gerçekleştirdi, bir kısmını da planları dahilinde gerçekleştiriyor. Türkiye’nin ilk borsa coinini yaptık. Bitexen, kendi ‘Exen’ coiniyle ortaya çıktı. Exen Coin’den önce Türkiye’deki kripto para piyasasında coin yoktu. Exen Coin, bir pazarlama coiniydi. İnsanlar, arkadaşlarına ve tanıdıklarına tavsiye ederek Exen Coin kazanıyordu ve biz bu Exen Coinleri, tahtadan (borsadan) satın alıyorduk. Biz dediğim kişiler, projeye inananlardı. Exen Coin’de bir gelir modeli vardı. Birçok insan buradan çok ciddi paralar da kazandılar. 

2021 yılında biz Bitexen’e yatırım arıyorduk. Yatırım ararken, iki farklı aracı kurum firmadan yani menkul kıymet firmasından satın alma teklifi aldık. Bunlardan bir tanesini değerlendirdik. Önce yüzde 80’ini sonra da yüzde 17’sini, bir sene içerisinde satmış olduk. Yüzde 80’ini sattığımızda ekibi büyüttük. Bizim yerimize geçecek kişileri işe aldık. Sistemi geliştirdik ve sistemin çalışmasını garanti ettik. Kalan yüzde 17,5’unu sattık. İki ortak ayrıldık. Diğer ortağımız, Bitexen’i satın alan grubun grup şirketler CTO’su olarak çalışmaya devam ediyor. Bitexen bizim hayallerimizi gerçekleştirdi. Kripto para borsası zaten oldu. Tokenımızı yaptık. Daha sonra farklı dijital varlıklar, tokenlar basmaya başladı. Bu da bizim vizyonumuzun bir parçasıydı. Sonraki hedefimiz de gerçek dünyaya bağlı tokenlar basmaktı. Bunu da ya Bitexen ya da başka firmalar hayata geçirecek diye düşünüyorum. Bir kısmının kripto para borsası olarak kalırken bir kısmının bankalara dönüşeceğini ya da bankaların bu kripto para borsasını alarak kripto para bankası işlemi görmeye başlayacağına inanıyorum.  

5) Kripto para demişken, yazılımcı ve kripto para iş fikrini hayata geçirmiş bir girişimci olarak, bu konu hakkında çok bilgisi olmayanlar için kripto paraları basitçe anlatabilir misin?

Kripto paranın orijinali olan Bitcoin tamamen merkeziyetsizdir. Bu kripto parayı bulan kişiler, kripto parayı sahiplenmediler. Bitcoin’i bulan Satoshi Nakamoto isimli biri ancak bu kişinin gerçek kimliği belli değil. Bu kişi, “Bitcoin’in sahibi benim” diye ortaya çıkmadı. Bitcoin, tamamen anonim ve insanlığa hediye edilmiş bir hizmet oldu. Bitcoin, bir kripto para çeşidi ama bugün bir anlam karmaşası da var. Bazı şeylere ‘token’ bazı şeylere ‘coin’ diyorlar. Aslında işin temeli blokzincir. Kendi blokzinciri olan projeler ve platformlar farklı bir kategoride değerlendirilmeli. İleride planlanmış olsa bile şu anda blokzinciri olmayan daha farklı bir amaca hizmet veren, blokzincir inovasyonu içermeyen projeler de Tier-2 yani Token olarak bilinir. Kendi blokzinciri olan coinlere örnek vermek gerekirse: Bitcoin, Etherium, Avax tarzı coinlerdir. Diğerlerine bakacak olursak, piyasada gördüğümüz tokenların çoğu Bitexen’deki Exen Token gibidir. Bunlar tamamen Etherium networkünde yaşayan ya da akıllı sözleşmelerle desteklenen farklı blokzincirlerde yaşayan tokenlardır. Bizim geliştirdiğimiz Coimex Exim Token, kendi blokzinciri üzerinde yaşayan kendi blokzinciri olmayan, var olan bir blokzincir üzerinde yaşayan bir token. Bir projenin tokenı ile coini olması, projenin kalitesini ya da legalliğini etkilemiyor. Bu tamamen teknikle ilgili bir konu. Var olan blokzincirleri taşıyanların, bununla ilgili bir adaptasyon sorunu olmuyor. Zaten var olan blokzincir üzerinde çalışıyorlar. Kendi tokenlarını kullandırtma yani use caselerini kullandırmayla ilgili bir çalışmaları oluyor. Kısaca bu şekilde bahsedebilirim kripto paralardan. 

Bugün herkes, kripto para basabilir. Herkesin bildiği şekliyle USDT (Tether) ya da USDC gibi birçok farklı tokenlar var. Aynı isimde başka birisi de token basabilir. Bunu şöyle de düşünebiliriz. Bugün Doları herkes basabilir ancak Doların gerçekliğini gösteren filigranı basan bir kuruluş vardır. Tokenın arkasında kim var, ne var diye baktığınızda arkasındaki filigranı ben olurum. Siz, Fatih olarak bana güvenirseniz, Fatih’in bastığı para ya da Dolar gerçektir, ben buna güveniyorum derseniz benden Dolar alırsınız. Güvenmezseniz almazsınız. Ben bunu eğlence ve şaka için bastığımı iddia edebilirim ki böyle basılan meme coin, Dogecoin gibi coinler var. Böyle projeler bile var. Kripto paralarda dikkat edilmesi gereken, doğru kripto para olmasıdır. Ben elime yabancı para alıyorum. Bu Kanada Doları mı? Amerikan Doları mı? Yoksa Afrika’daki bir ülkenin Doları mı? Buna bakılması gerekir. Bunu da paranın arkasındaki filigran yani blokzincir teknolojisinden konuşursak, bu tokenın kontrat adresidir. Güvenilir, bildiğimiz ve benim almayı ümit ettiğim tokenın kontrat adresi mi diye kontrol etmemizde fayda var. 

6) Dünyada ve Türkiye’de kripto para ve blockchain teknolojileri ne durumda?

Dünyada ve Türkiye’de kripto para ve blockchain teknolojileri hızla gelişmekte. Ben Türkçe konuşurken, blokzincir demeyi tercih ediyorum. Türkiye’de aslında teknolojinin adaptasyonu var. Türkiye’de insanlar blokzincire adapte oluyorlar. Üzerinde işlemler yapıyorlar. Kripto para alımı, gönderimi ve yatırımlar yapıyorlar. Türkiye’de daha çok bu yönü var. Türkiye’deki geliştirme yönü, dünyaya göre biraz daha az. Dünyada yeni blokzincirler çıkıyor hatta bazı projelerde Türkler çalışıyor. Profesör Emin Gün Sirer’in öncülük ettiği Avax projesi var. Kendisini, Avax projesinden önce Twitter’dan takip ediyordum. Akıllı kontratlar ve bunların güvenliğiyle ilgili çok güzel fikirleri olan biri. Kendi blokzincir teknolojisini oluşturmuş. Avax’ın özellikleri gerçekten çok iyi. Şunu iyi düşünmek gerek. Bitcoin’in çözdüğü sorunla, Avax’ın ve Etherium’un çözdüğü sorun birbirinden farklı. Bunlar birbirinin yerini alan şeyler değil. Bunlar farklı sorunlarda, projelerde ya da ihtiyaçlarda kullanılacak farklı blokzincir çözümleridir.  

7) Şu an Coimex’in de, dış ticarette blockchain çözümleri çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu projenin Blockchain CTO’su olarak çalışıyorsunuz. Bu projede sizi heyecanlandıran şey ne oldu?

Coimex uzun süredir dış ticaret alanında, dış ticaret profesyonelleriyle çalışıyor ve gıda camiasında bir ekosistem oluşturmuş durumda. Bu ekosisteme, güvenilir ve kaliteli firmaları dahil ederek, birbiri arasında ticaret yapmasını sağlıyor. Beni Coimex’te ve Coimex’in bu projesinde en çok heyecanlandıran şey, bu işe önce ekosistemle başlamış olması. Çünkü Türkiye’deki çoğu proje gibi, buna Bitexen’de dahil diyebiliriz biz de başta öyle başlamıştık. Biz önce bir sorunu gördük. Bu sorunla ilgili teknolojik çözümü ve inovasyonu yaptık. Sonra da projeyi sunduk. Sunduktan sonra da geliştirmeye ve büyütmeye devam ettik. Bu, zorlu ancak bir o kadar da başarıya giden bir yol. Coimex, biraz daha farklı yaklaştı. Coimex dedi ki, “biz blokzincir bir çözüm üretmek istiyoruz ve bunu dış ticaretteki dış ticaret firmaları için yapacağız”. Önce blokzincir teknolojisiyle boğuşmak yerine, “önce biz bir bakalım dış ticaret firmalarının böyle bir ihtiyacı var mı? Ya da bu çözümü kullanmak isteyecek mi?” Bunu anlamak için dış ticaret firmalarından oluşan bir ekositem kurdu. Dış ticaret camiasına blokzincir çözümlerini önerdikleri zaman bir bilinirlik sağladı. Düşünün, siz 108 ülkede 50 binden fazla firmayla çalışıyorsunuz, bunlar sizin üyeleriniz. Arada, dış ticaret ataşeleri ve büyükelçilikler var. Bunlar üzerinden birçok firmaya ulaşmışsınız. Zaten iş yapan, fatura kesen, belli bir noktaya gelmiş bir firmasınız. Sadece internet işi yapmıyorsunuz. Sektörün içindekiler, sizi fuarlarda görüyor. Fuarlarda dış ticaret firmalarıyla görüşüyorsunuz. Online toplantılar yapıyorsunuz. Dış ticaret çalışanlarından oluşan bir ekosistem oluşturmuşsunuz. Bu ekosistemi hazırlayıp, bu camianın içindeki kişileri tanıyıp, yıllar içinde onlara güven aşılayıp, biz şimdi sizi blokzincirle tanıştıracağız dedikten sonra çok ciddi bir avantaj yakalarsınız. Sadece dijital inovasyonla gelen firmalara göre avantaj kazandı. Oysa diğer firmaların kendilerini kanıtlamaları ve güven kazanmaları gerekir. Coimex zaten sektörde, bilinen ve güvenilen bir oyuncu durumundaydı. Bu beni heyecanlandırdı ve heyecanlandırmaya da devam ediyor. Coimex, farklı ama doğru bir başlangıç yaptı.

Coimex’te çok güzel bir ekip var. Kurucusu Selhattin Urfalı, dış ticaretin içinde büyümüş ve dış ticaretin ne olduğunu bilen bir dış ticaret profesyoneli. İthalat-ihracat yapan bir insan. Ekosistemi büyüten Onur Kutlu Gago’ya baktığınızda, ekosistem büyütme konusunda deneyimli, bilinçli ve kendi işinde karşısındaki kişilere güven veren biri. Camia içindeki insanların problemlerini ve ihtiyaçlarını dinleyip, onları anlayabilen ve çözüm üretebilen ve güven konusundaki sorunları çözebilen biri. 

Coimex, teknoloji geliştirme konusunda da çok iyi. Kendi uygulamalarını geliştiriyor. Ama işin blokzincir tarafı biraz farklı. 1,5 yıl önce tanıştık. Ancak çalışmaya başlamamız biraz daha yakın bir zaman. Alanında uzman olan, Selhattin Urfalı ve Onur Kutlu Gago ile tanışmak beni heyecanlandırdı. Çünkü ben dış ticaretin, blokzincirin ana kullanım alanından biri olduğuna inanıyorum. Bana göre blokzincir kullanıcılarının ana kullanımlarının en başında kesinlikle akreditif krediler ve dış ticaret işlemleri geliyor. Bu fırsatı ben daha iyi görebiliyorum. Çünkü daha önce 2 yıl kadar global bir bankanın kurumsal krediler ekibine, yazılım teknolojileri geliştirme danışmanlığı verdim. Performans iyileştirme çalışmaları yapmıştım bu banka için. Tabii bunu yaparken domain bilgisini de bilmeniz gerekiyor. Bu süreçte dış ticaretin, kurumsal kredinin, teminatın, teminat mektubunun ne olduğunu öğrendim. 

2017’de Bitexen ile kripto dünyasına girince, Bitexen’in blokzincir entegrasyonunun, akıllı sözleşme ana sorumlusu bendim ve birçoğunu ben geliştirdim. Ve bütün bunları yaparken, bu akreditif krediler, dış ticaret blokzincirde çok güzel çalışır ve tam da blokzincirin ihtiyaç duyduğu ana rüzgar bu olur diye düşünüyordum. Çünkü şu an bazen zorlanılıyor. Bunun ana konusu nedir? Neden blokzincirden para gönderip de diğer yerden göndermeyeyim? Bazen böyle soru işaretleri oluşuyor. Kullanım alanları bulma konusunda da bazen zorlanılıyor. Bunlara kullanım alanı bulan birçok proje de var. Etherium’un farklı kullanımları var. Bitcoin’in farklı kullanımları var ama bu dış ticaret, hem finansal hacim olarak hem de teknolojik ihtiyaç olarak tam da blokzincirin üzerine dikilmiş gibi bire bir oturuyor. 

8) Dış ticarette Coimex Exim Token, Escrow, Teminat, Geridönülemez Sözleşme kullanımı, dış ticareti yeni nesil bir noktaya evrimleştirecek çok önemli bir proje. Sizce bu dış ticaret, Exim Token, Escrow, Teminat, Geridönülemez Sözleşme kullanımı neler sağlar? Dış ticarette bir devrim yaratır mı?

Coimex ekibiyle beraber blockzincirde biz ne tür hizmetler verebiliriz diye düşünürken, çok farklı kullanım alanları geliştirdik. İlk olarak dış ticaretteki en büyük problemlerden biri olan güven konusuyla başladık. Ben yurt dışından bir alım yapacağım, başkası da bir satış yapacak sonuçta. Alıcı parasını önden verip, satıcıdan malı alamamaktan endişe duyar. Buradaki malı alamamak durumu, kaliteli malı alamamak gibi durumları kapsıyor. Malı satan da malı gönderecek, mal belli bir süre sonra karşı tarafın eline ulaşacak. Karşı tarafa malı gönderecek mi göndermeyecek mi? “Üretim ve lojistik gibi birçok masrafa girdim. Bana param gelecek mi belli değil” endişesinde oluyor. Tüm bu kaygıları gidermek için bir escrow hizmeti, buna kısaca alıcı için “paran bende” hizmeti de diyoruz. Alıcı geliyor. Parasını verdiğinde, bu paranın karşılığındaki ürünü almak istiyor. Dolayısıyla alıcıyla satıcı aralarında bir sözleşme yapılıyor. Bu sözleşmeyi akıllı kontratlara döküyoruz. Alıcıyla satıcı arasındaki sözleşmedeki şartlara göre uygun zamanlarda, uygun fiyatlı bir ön ödeme varsa ön ödeme ve ön ödemeden kalan ücretin tamamı, şartlar gerçekleştiğinde otomatikman, alıcının daha önceden teminat altına aldığı para satıcıya aktarılıyor. Satıcı, parasının geleceğini biliyor. Alıcı da mal gelmezse, parasını kaybetmeyeceğini biliyor. Dış ticarette güveni sağlayan bir hizmet verilmiş oluyor. İlk olarak bununla başladık. Alıcı, her ticaret yaptığında parasını koyuyor. Sözleşme şartları karşılıklı yerine getirilene kadar biz parayı kitliyoruz. Şartlar gerçekleşince de, para satıcıya aktarılıyor. Bunun bir sonraki aşaması da şu oluyor. Sürekli bir para vermek yerine, alıcının bir teminatı olması… Benim zaten bir kredibilitem var. Bunun karşılığında bankadan bir teminat mektubu alıyor ve bu teminatı sunuyor. Biz de dedik ki, örneğin 50 bin dolarlık bir teminatı olsun. Ama yapacağı ticaret 10 bin ya da 20 bin Dolarlık olsun. Bu teminatın büyüklüğüne göre o ticaretin hepsinin gerçekleşmesine izin verilir. Parayı kilitlemesine de gerek olmaz. Çünkü teminat olarak alınmış. Teminatın Dolar olması yani değerlenmeyen bir şey olması sorun. Çünkü normalde insanlar, teminatı verdikleri zaman evini, arabasını, arsasını yani değerlenecek bir şeyi teminat olarak gösterir. Çünkü paralar değer kaybeder çünkü enflasyon var. Değeri azalan bir şeyi teminat gösterip, kilitlemek çok akıllıca bir şey değil. Biz de bu yüzden kendi tokenımızı yapalım dedik. Coimex’in Exim Tokenı böylece ortaya çıktı. Bu, sürekli değerlenecek bir token. Firmalar, token cinsinden teminatları yatırırsa şunu biliyor. “Ben bir teminat yatırdım ve bu teminatım zaten değerleniyor. Üstüne bu teminatı göstererek ben işlem de yapabiliyorum.” Bu gerçek dünyada, arsayı veya evi, teminat gösterip ipotek edip ticareti yapabiliyor. Bu dış ticaret firmalarının işlerini kolaylaştıracak, Exim Token’a değer katacak özelliklerden biri. Alıcı teminat verdiği zaman satıcı için işler daha da kolaylaşıyor çünkü arkada bir teminat var. ‘Irrevocable smart contact’ dediğimiz geri dönülemez sözleşme kullanımına da gelmiş oluyoruz. Burada teminat yakma da söz konusu olabileceği için kendi fonumuzun büyüklüğünce, güvendiğimiz firmalara garanti veriyoruz. Bu firmalar teminatlarını yakmazlar ve size paranızı verirler. Aksi bir durum olursa zaten bu teminatlar yanarsa, siz paranızı alabilirsiniz diyoruz. Geri dönülemez sözleşme ve Exim Token kullanılacak. Escrow hizmetleri (güvenli ödeme), platform üyeliği gibi işlemlerde ödemeler, Exim Token üzerinden yapılacak. Bunu bir nevi  Binance firmasının BNB Coini, Bitexen’in Exen Coini gibi düşünebilirsiniz. Exim Token, bu coinler gibi direkt kullanılabilecek ve değerlenebilecek. Dış ticaret hacmi ve şirketlerin dış ticareti büyüdükçe Exim Token da değerlenecek.   

9) Kripto para güvenirliği halen sorgulanmaya devam ediyor. İşin uzmanı olarak, siz ne dersiniz, kripto paralar güvenli mi? 

Kripto paraların güvenliği gerçekten bir soru işareti. Güven, her zaman için bir problem. Günümüzde, kimse üzerinde nakit para taşımıyor neden? Çünkü nakit parayı üzerimizde taşımayı genelde güvenli bulmuyoruz. Birinin, bizim paramızı alabileceğini düşünüyoruz. Bankaya güveniyoruz ve paramızı bankada tutuyoruz. Ama bankalar da batabiliyor. Bu, tarihte çok yaşandı, yine yaşanabilir. Paranızı koyduğunuz banka batıyor ve paranız gidiyor. Üzerinizde para taşımak güvensiz diye paranızı bankada tutuyorsunuz, transferlerinizi banka yoluyla yapıyorsunuz ama bankalar da çökebiliyor. Ya da paranız için güvenlik önlemleri aldınız ama paranın değeri düşüyor. Aslında tek sorun, paranın güvenliğini sağlamak değil paranın değerini de korumak. Bunu yatırım olarak söylemiyorum. Paramızın değeri neden azalsın ki? Bugün 50 liram varsa ve ben buna 5 simit alabiliyorsam, 5 sene sonra da 5 simit alabilmeliyim. Alamıyorsam, paramın değeri kaybolmuş demektir. Demek ki paranın kendisi, güvenli bir liman değil. Zaten Bitcoin’in çıkış noktası da bu oldu. Bitcoin, 2008 krizinden sonra Amerikan hükümetinin bankalara milyarlarca doları bedava verip, krizden bankaları kurtarması oldu. Bu neyi sağlıyor? Diyelim ki piyasalarda 3 trilyon Dolar para var. Siz 3 trilyon Dolar varken 300 milyar Dolarlık para basarsanız, piyasada var olan paraların değerini yüzde 10 aşağı indirmiş olursunuz. Bu, her zaman böyle değil elbette. Siz karşılığında bir değer de oluşturabilirsiniz. Örneğin bir tarım ülkesini düşünelim. Tarım ülkesi, 1 milyon Dolarlık bir buğday ürettiğinde, o ülke 1 milyon Dolarlık para basabilir. Çünkü o paranın karşılığında bir üretiminiz var. Modern ülkelerde, bu kompleks bir konu. Modern ülkelerde ciddi bir para arzına ihtiyaç var, diğer yandan değer üretiyorlar. Siz kriz oldu diye bankaları kurtarmaya kalktığınızda paranın değeri düşüyor. Bunu gören bazı kişiler de, “benim elimdeki Doların değeri azalıyor, Dolar yerine kripto para elimde tutayım. Bu kripto paranın hiç değeri azalmasın, hatta artsın. Enflasyona karşı kendini korusun. Adedi ve arzı sabit olsun.” diyor. Bitcoin, 21 milyon arz ediyor daha fazla olmasın diye düşünülerek çıkmış. Aslında kripto paralar, değerini koruma anlamında güvenli. Kripto parayı saklama kısmına gelecek olursak, kripto parayı da para ve bankaya koyar gibi kripto para borsasında saklarsanız, o kripto para borsasının güvenirliği kadar güvenli olur. 

Burada tavsiye edilen, kripto paraların kullanımını sağlayan gizli bir anahtarı var. Bu gizli anahtarı, insanların kendilerinin yönetmesi önemli. Bu da temel düzeyde bir bilgi gerektiriyor. Kripto anahtarı saklamanın ne olduğu, bunu nasıl saklamanız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Bu da bazen insanlara karmaşık geldiği için çekimser olabiliyorlar. Bunu donanımsal cüzdanlarla sağlayabiliyorsunuz ama bunun da açıkları çıkabiliyor. Kripto paraların güvenliği, gizli anahtarınızı kendinizde güvenli bir şekilde tutup tutmadığınıza bağlı. Kripto parayı kendinizde tutmuyorsanız, örneğin bir kripto para borsasında tutuyorsanız o borsa ne kadar güvenliyse, o kripto para da o kadar güvenlidir. Dolar, bugün ne kadar güvenli derseniz, Doları hangi bankada tutuyorsanız, o banka kadar güvenlidir. Çünkü banka batarsa, Dolarınız da gider. Bankanın devlet güvencesi varsa örneğin 10 milyon Dolar koyarsınız bankaya, devlet 5 milyon Dolara kadar destekler. Türkiye, yanlış bilmiyorsam 70 bin Dolara kadar destekliyor. Örneğin sizin bankada 1 milyon Dolarınız var. Banka battı, 70 bin Dolar alabiliyorsunuz. Böyle baktığınızda aslında para da güvenli değil. Daha da kötüsü devlet batarsa, paranın hiçbir güvenliği ve anlamı yok. 1’inci Dünya Savaşı sonrası Almanya’yı düşünelim. Hiper enflasyon var. Halk, varillerle para taşıyor ve böyle bir miktarla ekmek alabiliyor. Paranın güvenliği, burada sadece fiziksel güvenlikten bahsetmiyorum. Kullanım olarak güvenliği, birçok faktöre bağlı. Kripto parada özellikle Bitcoin’de, temel bir enerji maliyeti olduğu ve bu enerji maliyetinin bir değeri olduğu için değerinin belli bir rakamın altına inmemesi gerekiyor. Üretim maliyetinin altına inmemesi gerekiyor örneğin. Değer olarak bir güvenliği var. Spekülatörler, çok yukarı çıkartıp sonra tekrar gerçek değerine inmesine sebep olabilir. Siz bu arada spekülatif değerlerden almış olabilirsiniz. Bahsettiğim gibi kripto paranızı nerede tutacağınız durumu var. Borsada tutarsanız, borsa kadar güvenli demiştim. Gerçek para ise banka kadar hatta arkasındaki devlet kadar güvenli. Kripto para da blokzincir batarsa, blokzincirin batması ne demek? Altyapısında komple insanların güveninin kırılması, burada işlem yapan madencilerin doğrulama düğümlerinin sistemden ayrılması değersizleştirir. Bunun dışında sizin fonunuzun dijital güvenliğinden bahsedecek olursak, benim tavsiyem her zaman tamper proof bilgisini ya banka kasasında ya bir zarfta yani gizli bir yerde, back up’ını saklamalısınız. Orijinali cep telefonunuzda yüklü olabilir. En güvenlisi internetle sıfır bağlantısı olan, üreteceğiniz şifreyi kağıda yazıp o kağıdı bir yerde saklayıp bilgisayarı imha etmektir. Biz bunu Bitexen’de yaptık. Bu, kulağa zor geliyor olabilir ama değil. Bunu yapacak servisler de mutlaka geliştirilecektir. İnsanların bu konuda temel literatürü okuyup kendilerini geliştirip, güvenli bir şekilde saklamalarında fayda var.

10) Kripto para ve blockchain çözümleri bankacılıkta beklenen devrimi yarattı mı sizce? Ve bu önümüzdeki dönemde, nereye doğru evrilir? 

Kripto para ve blokzincir çözümleri çok büyük bir devrim yarattı. Bazı kişiler, kripto paraya başlarda, kumar oynayanların uğraştığı bir kumar olarak görüyordu. İllegal şeyler almak, yasa dışı bahis için kullanılan bir para birimi zannediyordu. Bugün ise çok daha farklı düşünülüyor ve daha fazla kullanım alanı var. Bankacılıkta da, Bitcoin olmasa bile başka blokzincirler yavaş yavaş kullanılmaya başlanıyor. Beklenen devrimi bence henüz yaratmadı çünkü geleneksel yöntemler hala daha baskın. Bugün tüm kredi kartları Master Card, Visa ve Amex gibi belli başlı kartlar üzerinden çalışıyor. Blokzincire geçmiş değiller. Bahsettiğim gibi Coimex olarak, biz dış ticarette bunu değiştirmek istiyoruz, bunu da dış ticaret topluluğu oluşturan bir firma olarak yapıyoruz. Bence çok doğru bir noktadan yapıyoruz. Bunu, oturup bankanın yapmasını beklemiyoruz. Banka zaten alanında Monopoly oluşturmuş, eski sistemlerden o inovasyonu ve o sistemi beklememek gerekir. Burada Türkiye’de ödeme aracılık firmalarında gördüğümüz gibi birtakım blokzincir firmaları çıkacak. Bunlar hem ödemeye aracılıkta hem bankacılık işlemlerinde yeni inovatif fikirlerle bu devrimi yapacak. 

Bence sınır yok. Ben blokzinciri, merkeziyetsiz ve global bir para birimi olarak görüyorum. Bugün Elon Musk, Mars’a koloni ve uzayda uzay istasyonu kurmayı amaçlıyor. Zamanla uzayda koloni kurmak için çok ciddi yatırımlar yapıyor. Bence böyle bir durumda para birimi Dolar ya da Euro olamayacak. Ben bu durumda, bir blokzincir çözümünün bir çözüm olacağını düşünüyorum. Bütün bunlar birbirine bağlı bir blokzincir ağı üzerinden insanların birbirine ödemelerini yapacak. EFT ya da Swift işlemi olacağını düşünmüyorum. Bir kere kültürlerimiz de dahil birçok şeyimiz farklı olacak. Belki uzaylılarla tanışacağız onu bilemiyorum. Para olmaya devam edecekse, bunlar blokzincir ve benzeri yapılar üzerinden olacak. Para olmaya devam eder mi? Bu ayrı ama blokzincir yine devam edecek. Bahsettiğimiz birçok güven problemi, ortada para olmasa da, dış ticaret parasız bile yapılsa ortada bir güven problemi olacak yine. Birisi size, birilerine teslim edin diye mal gönderiyor. Sadece para amaçlı mal gönderimlerinde değil. Mesela ben depremzedeler için mal göndersem, gerçekten ulaşıyor mu? Ben bunu blokzincirden takip edebilsem gerçekten ulaştırabilirim. Çünkü günün sonunda, malın kime ulaştığının kaydı blokzincirde olur. Bu sistemden bire bir hangi depremzedeye bu yardımın ulaştığını görebiliriz. Bunu görmek güzel olurdu diye düşünüyorum. Afet senaryolarını değil genel seneryoları da düşünelim. Bugün dış ticaretin blokzincirden olması veya tedarik zinciri yönetiminin blokzincirde olması önemli… Gerçekten yediğim içtiğim şey, etiketin üzerinde yazılan şey mi? Örneğin üzerinde Anzer balı yazıyor. Anzer balı, ülkenin belirli bir bölgesinde yetiştirilen bir bal çeşidi. Oranın mesela senede yüz ton bal üretimi var. 100 ton bal üretilen bir yerde siz senede 500 ton bal satamazsınız. Biz blokzincirle bütün satılan balların takibini yapabilsek; hangi bal nereden geldi? Kime satıldı gibi… Bunları blokzincirden etiketlesek, borsadaki etiket kopyalanarak, bir şekilde merdiven altı üretimlerle satılan sahte bal, alkol vb hepsinin önüne geçebiliriz. Günün sonunda mesela çözümümüz Malatya kayısısı olsun. Malatya kayısısının bile belirli bir üretim kapasitesi var. Örneğin senede 10 milyon ton kayısı üretiyorsanız, bu 10 milyon üretilen kayısıdan 50 milyon ton Malatya kayısısı satamazsınız. Bu 40 milyon ton kayısı ya Malatya’ya ait olmayan ya da daha az kaliteli başka bir kayısı çeşidi olur. Bunu Malatya kayısısı olarak satıyorsanız, bu tüketiciyi yanlış yönlendirmek olur. Blokzincir çözümleriyle, bu bahsettiğim şeylerin hepsi çözülebilir. Tedarik zincirindeki aksaklıklar sona erer. Bankacılığın ihtiyaç duyulmasına neden olan güven problemleri de çözülür.  

Teşekkür ederiz.

Röportaj: Figen Karaaslan

Comments are closed.