Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

 Dış ticarette ödeme şekilleri, bir ihracat işleminde malın bedelinin ithalatçı tarafından ödenmesi ve ihracatçı tarafından sevk edilmesi aşamalarında uygulanan uluslararası geçerli ödeme yöntemleridir. Ödeme yöntemleri bankacılık uygulamaları ile gerçekleşir ve tüccarlar tarafından karşılıklı olarak anlaşılarak serbestçe seçilebilir. Ödeme yöntemleri arasında bir takım farklılıklar vardır.  İthalatçılar ve ihracatçılar açısından farklı risk değerlerine sahip temelde 6 ödeme şekli bulunuyor. Bu ödeme yöntemleri arasından en güvenlisinin seçilmesi çok önemlidir. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır.

Dış ticarette ödeme yöntemleri, bir ihracat işleminde malın bedelinin ithalatçı tarafından ödenmesi ve ihracatçı tarafından sevk edilmesi aşamalarında uygulanan uluslararası geçerli ödeme yöntemleridir. Ödeme yöntemleri bankacılık uygulamaları ile gerçekleşir ve tüccarlar tarafından karşılıklı olarak anlaşılarak serbestçe seçilebilir. İthalatçılar ve ihracatçılar açısından farklı risk değerlerine sahip temelde 6 ödeme şekli bulunuyor:

  1. Peşin Ödeme
  2. Mal Mukabili Ödeme
  3. Vesaik Mukabili Ödeme
  4. Kabul Kredili Ödeme
  5. Akreditifli Ödeme

Dış ticarette kullanılan ödeme yöntemleri

Türkiye’deki yaygınlıklarına bakacak olursak ise; Ticaret Bakanlığının açıkladığı Aralık 2021 Veri Bültenine göre ihracatta en çok tercih edilen yöntem %66’lık bir pay ile “Mal Mukabili Ödeme” (13 milyar 780 milyon dolar) iken ardından %15’lik pay ile “Peşin Ödeme” (3 milyar 540 milyon dolar) ve %9.7’lik pay ile “Vesaik Mukabili Ödeme” (2 milyar 315 milyon dolar) takip ediyor. 

 

İthalatta tercih edilen ödeme şekillerine bakıldığında da ithalat %61’lik pay ile en çok “Mal Mukabili Ödeme” (16 milyar 827 milyon dolar) yöntemi ile yapılıyor. Ardından %23’lik pay ile “Peşin Ödeme” (7 milyar 27 milyon dolar ) ve %6’lık pay ile “Vadeli Akreditif”(1 milyar 683 milyon dolar) yöntemleri geliyor. 

1.Peşin Ödeme

Peşin ödeme; bir dış ticaret işleminde ithalatçının mal bedeline ait ödemeyi, ihracatçıya mal sevk edilmeden önce yaptığı ödeme şeklidir. Genellikle satıcı tekelinde olan veya piyasada talep oranı yüksek olan mallarda bu yöntemin tercih edildiği görülür.

Peşin ihracat bedelleri bankalar aracılığıyla olabileceği gibi alıcının kendisi veya beyan edilen üçüncü kişilere çek ve efektif olarak, döviz satan kişi yurt dışında yerleşik ise veya kredi kartı yurt dışından temin edilmiş ise kredi kartı ile de tahsil edilebilir. Ödemeyi alan satıcı ardından mallarını sevk eder. Vesaikler taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemeyi düzenleyen uluslararası geçerliliği olan herhangi bir kural bulunmuyor. Peşin ödeme şekli ihracatçılar için en avantajlı ve en risksiz dış ticaret ödeme yöntemidir. İthalatçılar açısından ise indirim fırsatları nedeniyle cazip olabilse de malların siparişe uygun gelmemesi veya zamanında gönderilmemesi gibi olası durumlardan dolayı en riskli ödeme yöntemidir.

2.Mal Mukabili Ödeme

Türkiye’de hem ihracat hem ithalat işlemlerinde en sık tercih edilen, “Açık Hesap” olarak da bilinen bu yöntemde peşin ödemenin tersi bir akış söz konusudur. İthalatçı aldığı malın bedelinin ödemesini, mallar sevk edildikten sonra veya malları teslim aldıktan sonra yapar.

İhracat bedeli ihracatçıya bankalar üzerinden ulaştırılırken vesaikler peşin ödeme ile aynı şekilde taraflar arasında gönderilir, bankalara vesaik verilmez.

Peșin ödemede olduğu gibi mal mukabili ödeme yöntemini düzenleyen uluslararası bir kural bulunmamaktadır. Ödeme mal tesliminden sonra gerçekleşeceği için ithalatçı için en az risk taşıyan ödeme yöntemidir. İhracatçı ise ödemenin yapılmaması, geç veya eksik yapılması gibi durumlarla karşılaşabileceğinden, ihracatçı açısından en yüksek risk teşkil eden yöntemdir.

 

3.Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödeme şeklinde peşin ve mal mukabili ödemelerin aksine bankalar ödeme sürecinde aktif olarak yer alır.

Öncelikle yapılan satış sözleşmesinden sonra ihracatçı malların sevkiyatını yapar ve ardından yükleme belgelerini (vesaik) kendi bankasına teslim eder. Vesaikleri teslim alan banka, yükleme belgelerini ithalatçının bankasına gönderir. Yükleme belgelerini alan ithalatçının bankası, belgeleri ithalatçıya ödeme karşılında veya vadeli ödeme taahhüdü ile teslim eder, ithalatçı da ancak bu belgeler ile malı gümrükten çekebilir. Böylece ihracatçı, ithalatçının ödeme yapmadan malları alamayacağından emin olur. Bu nedenle “vesaik mukabili ödeme” yani “yükleme belgeleri karșılığında ödeme” anlamına gelir.

Vesaik Mukabili Ödeme

Vesaik mukabili ödemede, ödeme ihracatçıya bankalar üzerinden gelirken, evraklar da ithalatçıya bankalar üzerinden ulaştırılır ve komisyon alınır.

Mal mukabili ödemeye göre ihracatçı için daha güvenli bir ödeme yöntemi olsa da süreçte bankaların ödeme taahhüdü yoktur. İthalatçı firmanın gönderilen evrakları bankasından almama olasılığı da vardır, bu durum ihracatçı için en büyük risklerden biridir.

 

4.Kabul Kredili Ödeme

Kabul kredili ödeme, ithalatçının mal bedelini belli bir vadede ödemesini taahhüt eden ve bu ödemeye bankanın kabul ettiği bir poliçenin araç olduğu koşulsuz ödeme yöntemidir.

Bu kredi vesaik ile birlikte ibraz edilen poliçenin ithalatçı veya ek olarak ithalatçının bankası tarafından kabul edilmesi şartıyla kullanılabilir. Sevk edilen mala ait vesaik, bankalar aracılığıyla iletilir ve ithalatçıya poliçenin kabulü karşılığında teslim edilir.

İthalatçı malı teslim aldıktan sonra belirlenen vadede ödemeyi yapar, böylece süre açısından ithalatçıya bir finansman kolaylığı sağlanmış olunur. İhracatçı ise, poliçeye bankanın kabul vermesiyle kendini garanti altına almış olur.

Kabul kredili ödemede bir banka taahhüdü oluşur, bu nedenle bankalar bu işlemden komisyon alırlar.

 

5.Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

İthalatçının talebi üzerine, ithalatçının bankası tarafından açılan akreditif ile belirlenen şartlar ve süre içinde vesaikin ihracatçı tarafından yerine getirilmesi karşılığında, malların bedelinin banka tarafından ödeneceğini garanti eden taahhüttür.

Alıcı ve satıcı, bankalar vasıtasıyla anlaşmanın istenilen nitelikte olmasını garanti altına almak amacıyla bu ödeme şeklini kullanırlar. Uygun vesaik ibraz edildiği zaman ihracatçı ödemesini, ithalatçı da malı istediği şekilde alacağından emin olur. Aşamaları şu şekildedir:

  • İlk olarak ihracatçı ile ithalatçı aralarında şartlarda anlașıp satıș sözleșmesi imzalarlar. İthalatçı, bu sözleșme ile bankasına akreditif açılıșı için talimat verir.
  • Banka, açılması istenilen akreditifin șartlarını inceler, uygun bulunursa ithalatçının bankası (amir) akreditifi açar.
  • İhracatçının bankası (ihbar) açılan akreditifi ihracatçıya iletir, ihracatçı kendisi için olumlu ise akreditif altında sevkiyatı yapar ve yükleme evraklarını kendi bankası aracılığı ile ithalatçının bankasına iletir.
  • İthalatçının bankası tarafından evraklar kontrol edilir, ithalatçıdan ödeme karşılığında vesaikleri ithalatçıya teslim eder, ithalatçı da bu belgeler ile gümrükten malları çekebilir.
  • Son olarak ödeme, ihbar bankası üzerinden ile ihracatçıya ulaştırılır.

 

Akreditifli Ödeme (Kredi Mektubu)

Özetle ihracatçı ancak malı belirlenen şartlarda temin ederse ödemeyi alır, ithalatçı da ödemeyi ancak mal uygunsa yapmış olur. Ancak akreditif, ihracatçılar için risk açısından dengeli bir ödeme yöntemi olsa da komisyonlar ve karmaşık yapılarından dolayı mecbur kalınmadığı sürece firmalar tarafından pek tercih edilmemektedir.

Bankalar akreditifli ödemelerde bir risk almaktadır, karşılığında da iki taraftan da komisyon talep edilir ve bu miktar vesaik mukabili ödemelerdeki komisyonlardan daha yüksektir.

 

6.BPO (Bank Payment Obligation)

Ödeme yöntemlerinde alıcı ve satıcı için risk ne kadar düşüyor ise, operasyonel güçlük ve maliyet de doğru orantılı olarak artmakta. Örneğin akreditifli ödeme yöntemi tercih edildiğinde taraflar için riski düşürse de gerekli operasyonel yük ve maliyet de beraberinde artmaktadır. BPO (Banka Ödeme Yükümlülüğü), banka taahhüdü bulunmayan ödeme yöntemlerinde riski azaltmak amacıyla bankalar tarafından geliştirilen en yeni ödeme sistemidir.

BPO sisteminde belgeler fiziki olarak ithalatçıya ihracatçı tarafından gönderilir, üzerinde bulunan veriler ise dijital ortamda ihracatçının bankasına aktarılır. Satıcı tarafından bankası aracılığıyla sunulan verilerin elektronik ortamda eşleşmesi sonucu banka ödemenin belirlenen bir vadede yapılmasını taahhüt eder. Bir diğer ifade ile akreditifin güvencesi ile mal mukabilinin kombinasyonuna benzetilebilir. Teoride sistemin işleyişi akreditif gibi görünse de operasyon belgeler üzerinden değil, online olarak yapılmaktadır.

Ancak 2013 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından ilk versiyonu yayınlanan BPO, 2020 yılı verilerine bakıldığında Türkiye dış ticaret ödeme yöntemleri arasında henüz belirgin bir paya sahip değil.

İhracatçılar ödeme yöntemlerinde kendi güvenlikleri için en uygun yöntemi seçmekte ısrarcı olmalıdır. Olası risklerin önüne geçmek amacıyla hem alıcının kendisi hem de sevk edilen ülkenin mevzuatları konusunda çeşitli kaynaklardan güncel bilgiler edinmekte fayda vardır. Özellikle yabancısı olduğu pazarlarda, karşılıklı anlaşma sağlanmış olsa bile ihraç ettiği malları sigorta ettirme seçeneğini tercih etmeli ve bedelinin ödenmemesi olasılığına karşı teminat oluşturmalıdır.

Dış ticarette tahsil şekilleri ile ilgili detaylı mevzuatlar için Ticaret Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu İhracat Genelgesi belgesine göz atmanızı tavsiye ederiz.

Comments are closed.