B2B dış ticaret platformu Coimex CEO’su Selhattin Urfalı, Türkiye’nin ilk ve tek şirketler arası (B2B) radyosu olan Endüstri Radyo’ya konuk oldu. Selhattin Urfalı, Can Karadut’un hazırlayıp sunduğu ‘Eve İş Götürme’ programının 8 Ekim Perşembe günkü konuğu oldu. Radyo programı yeni normalde, Skype bağlantısı ile sanal stüdyoda gerçekleştirildi. Programda ana hatlarıyla, ‘Yeni Normalde Dış Ticaret ve Dijitalleşme’ konuşuldu.Can Karadut: Pandemi sürecinde dış ticarette dijitalleşmenin önemi anlaşıldı mı ve bu konuda bir farkındalık oluştu mu? Selhattin Urfalı: Teknoloji sektörü, Covid sürecine en hazırlıklı sektörlerden birisi oldu.
Biz Sektör ve Şirket Olarak Bu Sürece Hemen Nasıl Adapte Olduk?
17 Mart’tan itibaren zaten uzaktan ve evden çalışmaya hazır olan sistemlerimizi aktif hale getirdik. Şirketimizdeki 36 kişi, farklı ülkelerden ve şehirlerden çalışmaya başladı. Teknoloji şirketi olduğumuz için zaten bunların takibini yapabilecek altyapıya sahiptik. Covid dönemi bir kriz dönemiydi o yüzden şirketler inovasyona geçmeli; yaparak öğrenmeleri, öğrenerek yapmaları ve bununla birlikte reform hareketleriyle ilerlemeleri gerekiyor. Bu süreç, bunu yapabilen şirketlere faydalı oldu.
Türk İş Adamları Krizlere Kolay Adapte Oluyor
Biz Türk iş adamları olarak zaten krizlere kolay adapte olabiliyoruz. O yüzden bu kriz ortamına da adapte olduk. Dış ticaret bazında konuşursak inovasyonun sonu yok. Dış ticaret firmaları inovasyonu nasıl kullanacaklarını tam olarak bilemiyorlardı. Çünkü pandemiden önce her şey seyahat etme üzerine kuruluydu. Her şey fuarlarda birbirleriyle tanışıp, yüz yüze etkileşimde ve iletişimde bulunup bu şekilde ticareti gerçekleştirmeye yönelikti. Bu nedenle bizim hizmet ettiğimiz dış ticaret sektörü, pandemi ile birlikte kriz döneminde inovasyona uygun hale geldi. Örneğin: Benim babam 76 yaşında, Zoom üzerinden Çinli çekirdek tüccarlarıyla, onların saatlerine göre toplantı yaptı. Bunu gördükten sonra Türkiye’deki tüccarların krizler karşısında esnek olduğunu ve değişimler karşısında hızlı aksiyon alabildiğini anladım.
Dış Ticaret Şirketleri İçin Dijitalleşme Nedir?
Ticaret, almak ve vermek üzerine kuruludur. Burada güven ön plana çıkıyor. Verdiğimiz ve aldığımız şeyin değerini tam olarak ölçebilmemiz için ikili ilişkilerimizi sürekli geliştirmemiz gerekiyor. Bunu şirketler olarak ve dijital bir şekilde yapmak çok kolay değil elbette. Örnek vermek gerekirse; fuara gidip yemek yediğiniz bir insanı daha kolay tanıyorsunuz. O insanla karşı karşıya gelip, iş yapıp yapamayacağınızı anlıyorsunuz ama dijital ortamda o kişiyle mailleştiğinizde bu yeterli gelmiyor. Örneğin Somali’den ihracat yapmak isteyen bir tüccar ile Türkiye’den mal satmak isteyen bir tüccarın birbirlerini anlayıp, birbirlerini anlamanın ötesinde karşılıklı güvene dayalı olarak iş yapmaya başlamalarının dijital ortamda gerçekleştirilmesi bence dış ticaret camiası için başlı başına büyük bir inovasyon. Bu inovasyonu gerçekleştirecek olan altyapı zaten hazır. Tüccarlarımızın sadece buna yönelik adımlar atması gerekiyor. Can Karadut: Yeni pazarlara açılmak için önerileriniz neler? Bu süreçte hangi sorunlar yaşanıyor? Selhattin Urfalı: Dijital anlamda bir varlık haline gelmemiz gerekiyor. Çoğu şirketin yeterince dijital bir varlık haline geldiğini düşünmüyorum. Şirketler web sitelerinde yeterince kendilerini anlatamıyor. Örneğin: Somali’den ya da Cibuti’den birisi dijital ortamda arama yaptığı zaman aradığını tam olarak bulamıyor. Çünkü Google’dan ve Alibaba’dan yapılan aramalarda, önüne on binlerce firma çıkıyor. O yüzden Türk tüccarların dijital profilleriyle ulaşılabilir olmaları gerekiyor. Bu anlamda, kullanacakları bizimki gibi olan B2B dijital platformların hepsi önemli. Tüccarlarımızın bu platformlarda ulaşılabilir ve görünür olabilmeleri aynı zamanda öne çıkabilmeleri çok önemli. Bu yüzden de dijitalde sürekli olarak aktif ve etkileşimde olmaları gerekiyor. Örneğin bir insan ben incir satıyorum, incirimin fotoğrafları da bunlar dediği zaman incir alıcısı, hemen senden incir alayım demiyor. Alışveriş yapmadan önce o insanın geçmişine, ürünlerine bakıyor, ürünlerini nasıl sergilemiş, bunu nasıl ve nerelerde tanıtmış onu inceliyor. Satıcı sektöre ve ürüne ne kadar hakimse, karşıdaki firma da ona o kadar güveniyor. Bu yüzden dijitalde etkileşim çok önemli.
Dijitaldeki Etkileşimler Yeni Pazarlara İmkan Tanıyor
Bir firmanın dijitalde sektörüyle ilgili yorum yapması, sektörüne dair bir şeyler paylaşması, dünya çapında kendi sektöründeki diğer insanlarla dijital olarak etkileşimde olması çok önemli. Çünkü fırsatlar bir anda ortaya çıkıyor. Günümüzde, anlık fırsatları kaçırmamak için sizin önceden hazır olmanız gerekiyor. Sizin dijital profiliniz hazır değilse, daha önceden bir etkileşimde bulunmadıysanız ve yeterince kendinizi dijitalde gösteremediyseniz anlık fırsatları yakalayamazsınız. Can Karadut: Etkileşim derken tam olarak neyden bahsediyoruz? Selhattin Urfalı: Malatya’nın bütün dünyaya sattığı kayısılarda, Nisan sonunda don yaşanabilir. Bütün dünyada yaşanacak bir don, kayısı fiyatlarını etkiler. Siz bir kayısı tüccarı iseniz, en güncel ve doğru bilgileri kayısı ticareti yapan diğer firmalarla ve o kritik dönemde paylaşıyorsanız; Temmuz ayında kayısı alacak bir firma Nisan ayında sizin paylaşımlarınızı gördüğünden, sizin paylaşımlarınızı ve görüşlerinizi dikkate alır. Bahsettiğim paylaşım, bu yönde. Tabii pandemi sürecinin de burada bir faydası oldu. Daha önceden, bu etkileşimleri sağlama imkanı çok daha düşüktü. İngiltere’nin süpermarketler zincirinin ithalat müdürüne ulaşma imkanımız şu an daha yüksek. Şimdi ona, çok daha kolay ulaşabiliriz. Pandemiden önce ondan randevu almamız hatta belki İngiltere’ye gitmemiz gerekirdi. Eskiden o insana ulaşmamız çok daha maliyetliydi. Ben mikro anlamda ihracatın ve ithalatın artacağını düşünüyorum. Çünkü bu yıl firmalarımız, sanal delegasyonlara katılıyor. İhracatçılarımız ve ithalatçılarımız sanal fuarlara katılıyorlar ve bizim gibi dijital platformlar üzerinden seslerini duyuruyorlar. Ancak bu bir süreç. Buradan hemen satış gelecek diye bir şey yok. Bunun dijital hazırlığı gerçekleştirildikten sonra fırsatlar çıktıkça, bu fırsatları kaçırmayacaklardır.
Dış Ticarette Pandemi Kaynaklı Oluşan Krizi Nasıl Fırsata Dönüştürürüz?
Can Karadut: Covid-19 virüsünün sars virüsüne göre bir farkı var. Sars ve mers virüsü, dünyaya bu kadar yayılmamıştı. Bu yüzden ekonomiye etkisi de, bulunduğu coğrafya ile sınırlı kalmıştı. Ama Covid sürecinde teknolojik altyapısı sizin gibi olan firmaların hayata geçmesiyle birlikte, o süreçteki ekonominin olumsuz etkileri sanki bir anlamda avantaja dönüştü. Buna katılır mısınız? Selhattin Urfalı: Türk iş adamları olarak her türlü krize hazırız. Bunu, bir avantaja çevirmemiz gerekiyor. Her türlü krizi, krizde ayakta kalma eforu sarf etmek yerine gelişmeye harcamamız gerekiyor. Biz geçmişte birçok kriz yaşadığımız ve atlattığımız için dünya çapındaki krizleri, Türk iş adamları için bir fırsat olarak görüyorum. Basiretli tüccarlar olarak verdiğimiz kararlar çok önemli. Can Karadut: Az önce bir karardan bahsettiniz. Bu karar ile tam olarak anlatmak istediğiniz nedir? Selhattin Urfalı: Kanunlarımızda, basiretli tüccar tanımı var. O yüzden basiretli tüccarlar olarak, bizim verdiğimiz kararlar çok önemli. Karardan demek istediğim; kriz anlarında kendi şirketimizde ya da kendimizde inovasyonu sağlamalıyız. Önyargılarımızı silmeliyiz. Bu zamanlarda hayatta ya da ayakta kalmak yerine, gelişime açık bir perspektiften bakmak gerekiyor. Kriz anlarında elbette karımız düşecek, iş hacmimiz azalacak ama aynı dönemde yaşanacak gelişimler, ilerleyen zamanlarda bizi çok daha farklı boyutlara, daha karlı ve sürdürülebilir işlere taşıyacak. Can Karadut: Covid ile beraber dış ticarette oluşan belirsizlikler neler oldu? Çoklu bakış açısıyla dış ticarette yaşanan belirsizlikleri yorumlayabilir misiniz? Selhattin Urfalı: Bu tarz makro krizlerde kendimizde ve şirketimizde yapacağımız gelişimler, yerelde yaşayabileceğimiz krizlere de bizi hazırlıyor. Pandemi başlangıcında, dış ticarette gümrük tarifeleri ve ülkelerin birbirine uygulayacağı ticaret kuralları konularında bir belirsizlik yaşandı. Örneğin: Çin’den gelen gıda ürünlerinde belirsizlik yaşanması sonucunda bankacılık sistemlerinde aksamalar olur mu? Banka sistemleri çalışır mı sorularını akla getirdi. Dış ticaret, hala manuel ilerleyen bir sektör. Dünyada teknoloji bu kadar gelişmişken, sektörün gelişimi için pandemiyi beklemişiz. Sektör hala manuel yürüdüğü için bir ithalat ya da ihracat yaptığınız zaman, onlarca sayfa doküman hazırlıyorsunuz. Bu dokümanların nasıl hazırlanacağı ise hala tam olarak belirlenemedi.
Başka Ülkelerdeki Konsolosluklar ve Diğer Resmi Kanallar İle İrtibatta Olmalıyız.
Diğer ülkelerdeki Türkiye’nin konsoloslukları, ticari ataşeleri ve resmi kanalları ile irtibatta olmak ve buralarla sürekli bağlantıda kalmak çok önemli. STK’lar, birlikler, ticaret odaları ile bağlantıda olmak neden önemli? Çünkü onlar krizlerden daha erken haberdar oluyor ve bu süreçte daha doğru bilgileri aktarıyorlar. Can Karadut: Pandemi ile birlikte hayatımıza sanal fuarlar girdi. Sanal fuarların, yüz yüze olan fuarlar kadar etkili olup olmadığı tartışılıyor. Sizce bu süreç nasıl olmalı? Selhattin Urfalı: Dijital etkileşimin, doğru platformda yapıldığı zaman çok etkili olduğunu düşünüyorum. Sanal fuarlara katıldıktan hemen sonra ürünün satılması beklenirse, bu çok gerçekçi olmaz. Arka arkaya birçok fuara katıldıktan sonra müşteri ile iletişimi sürdürmeye devam edip, bu sürecin sonunda satış beklenmelidir. Aynı zamanda müşteri ile doğru platformda iletişim kurulmalıdır. Örneğin WhatsApp’ta ürününüzü sergilerseniz, akrabanız da müşteriniz de ürünü görmüş olur. Bu çok doğru bir hareket olmaz. Odaklı bir iletişim kurmalısınız. Ek olarak dijital anlamda, doğru kişilerle etkileşimde olmanız gerekiyor. Dijital anlamda ürüne yönelik hareketler yapılmalıdır. Coimex’i kurduğumuz 2016 yılından beri, sürdürülebilir bir dış ticaret yapısı kurmayı ve bunu teknolojik anlamda başarmayı ve güvenli bir dış ticaret camiası oluşturmayı hedefledik. Geleneksel yöntemlerle bunlar oluşturulmuştu ama özellikle KOBİ’ler için daha sürdürülebilir ve daha maliyetsiz bir yapı oluşturmayı amaçladık. 2019 yılında ürünün lansmanını yaparken biz bu ürünü, vitamin ve takviye edici olarak düşündük. Zaten fuarlara gidiyorlar, bunun yanında ürünlerini de bizim platformda dijital olarak sergilesinler dedik. Platforma üye olun, bizim camiamıza girin, bu zincire dahil olun, dijital ortamda sektörünüzle etkileşimde bulunun ve anlık fırsatları kaçırmayın diyoruz. Bunu söylerken, dijital platformların fiziksele göre %1 maliyetinde olmasına da dikkat çekiyoruz. Daha önceden dijital platformlara karşı bir önyargı vardı. Dış ticaret yapan kişiler, doğru kişilerle tanışmadıkları için önyargılılardı. Bu önyargıyı anlayabiliyorum çünkü Alibaba için bir makarna üreticisi şöyle demişti: ‘Ben Alibaba’da kendi makarnamı arıyorum, Çin’den bir satıcı çıkıyor.’ Yani kendi makarnasını bile Çinliler satmaya çalışıyor. Türk firmalar doğru kişilerle tanışamadıkları ve iletişimde olamadıkları için doğal olarak bir önyargıları vardı. Pandemiden önce görüştüğümüz insanlar, pandemiyle birlikte geleneksel fuarları gerçekleştiremedikleri için özellikle bize geri dönüş yaptı, ‘Sizin iş aktif oldu mu? Bir bakalım!’ dediler. Pandemi süreciyle anladık ki biz artık vitamin değiliz, antibiyotik haline geldik. Yani bu süreçte, dış ticaret yapan her firmanın kullanması gereken bir platform haline geldik. Dış ticaret yapan firmaların kullanacağı dijital ortamlar sanal fuarlar, ihracat ve ithalat delegasyonları ile çeşitleniyor. B2B Zoom görüşmeleri ile gelişiyor ve bizim platformumuz gibi platformlarla sonuçlanıyor.
Dış Ticaret Platformları Arasında Coimex’in Farkı Nedir?
Can Karadut: B2C’de dijital alanlarda çok problem gözükmüyor. B2B alanı ise çok fazla uzmanlık isteyen bir alan. B2B alanında dünyanın üretim hattının kayabilmesine karşın riskleri nasıl değerlendiriyorsunuz? B2B alanında Coimex’in farkı nedir ? Selhattin Urfalı: Dış ticaret sektörü, geleneksel yöntemlere çok alışkın bir sektördü. Yabancı ülkedeki firma ziyaret edilmeli, dünya çapındaki fuarlara katılmalı bunlar, olmazsa olmaz diye düşünülüyordu. Covid ile birlikte bunun, olmazsa da olacağını gördük. Satış süreci genelde tek fuarla gerçekleşmiyor, ortalama 3 ya da 5 fuarın sonunda gerçekleşiyor. Üç fuara katılmanın maliyeti ise ortalama 50 bin dolar. Bu parayı AR-GE’ye veya inovasyona yatırabilirsiniz. Biz Coimex olarak, dünyanın dört bir yanındaki güvenli şirketleri bir araya getiriyoruz. Coimex olarak nasıl bir fark yaratmaya çalıştık? Doğrulama süreci bizim için çok değerli. İthalat ya da ihracat yapacak şirketin bir STK’ya, ihracatçı birliklerine veya ticaret odasına kayıtlı olması gerekiyor. Bizim üyelerimiz şirketler, şirket sahipleri veya yöneticiler olabiliyor. Onlardan, ticaret odalarına kayıtlı olduklarına dair evrakları talep ediyoruz ve ilgili ticaret odaları ile teyitleşiyoruz. Fiziksel bir adresinin olmasını şart koşuyoruz. Dış ticaret güvene dayalıdır. Güvendiğiniz bir firmadan ve kişiden, ürünü gönül rahatlığıyla alabilirsiniz. Biz de bu güven ortamını sağlamaya çalışıyoruz. Cezayir’de bir fırsat olduğunda, mesela kayısı satan bir firma için bir fırsat oluştuğunda üyemize bildiriyoruz. Bu anlık bildirimleri yapay zeka altyapısıyla gerçekleştiriyoruz. Bir fırsat, anlık olarak ve bugün için geçerli oluyor. Coimex olarak anlık fırsatları yakalamaya, karar verici kişilerle direkt görüşmeye ve güvenirliğe çok önem veriyoruz. Öncelikli hedefimiz aktif ve güvenilir bir camia oluşturmak. KOBİ’leri düşünürsek: Halihazırda 2 müşterisi varsa, 3 tane de bu platformdan müşteri bulursa ve o müşteriyle düzenli bir alışveriş gerçekleştirebilirse, yeterli bir rakama ulaşıyor zaten. O yüzden yüzlerce firma ile görüşmesi ya da mailleşmesi gerekmiyor. Doğru zamanda doğru firma ile görüşmesi yeterli oluyor. Geleneksel yöntemlerden, dijitale geçme süreci 8 ayda gerçekleşti. Dış ticaret firmaları, dijitale yeni alışıyor. Bu yüzden sanal fuarlara gittik hemen satış olmalı diye düşünmemeli, bu bir süreç. Birçok kişi dijital toplantılara çok hazırlıklı değildi. Bunlara hazır olmamız gerekiyor. İnanıyorum ki B2B bunu gerçekleştirecek. B2C çoktan gerçekleştirdi. Basit bir örnek ile Zambiya’da bile bu gerçekleşti. Zambiya’da internet kullanım oranı %80 ve internetten alışveriş oranı ise %47 arttı. Bizim neslimiz bunu gerçekleştiremese bile bizim işi devredeceğimiz kişiler bunu gerçekleştirecek. O yüzden bizim, şirketlerimizi bu nesile hazırlamamız gerekiyor. Türkiye ihracat ağırlıklı bir ülke ama ithalatı da kaliteli bir şekilde yapmak gerekiyor. Bu tarz platformlar sayesinde dış ticaret firmaları Amerika’ya gitmeden, kolayca ve daha az maliyetle ticaret yapabilecek. Koronavirüsün çaresi bulunsa bile yeni dünya, dijitale hazır hale gelecek ve biz rekabetçi avantajımızı kaybetmiş olacağız. O yüzden buradaki hazırlığı, ihracatçı ithalatçılar için çok önemli görüyorum.
Dış Ticarette Dijital Reform Yapmak
Can Karadut: Dijital anlamda reform yapmak ile tam olarak neyi kastediyorsunuz? Selhattin Urfalı: Dijital anlamda sektörünüzle etkileşimde bulunmak, müşteriniz ile ikili ilişkiler geliştirip, anlık fırsatlardan faydalanmak ithalatçı ve ihracatçı için bir reformdur. Bu reformu gerçekleştirebilmek için doğru bir topluluğun ve camianın içinde olmak gerekiyor. Yakın zamanda B2C gibi B2B ticaretin de online ortamda gerçekleşeceğini düşünüyorum. Çünkü geleneksel yöntemlerde ısrar eden firmaların dijital ortamda bunu çok daha uygun fiyata yapabilen firmalara karşı rekabet avantajını kaybedeceğine inanıyorum. Bu reformlar, bu zamanlara hazırlık için yapılan gelişmeler. Can Karadut: Söylediklerinizden anladığım kadarıyla bu krizle birlikte kendimizi geliştirmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bu şekilde özetlersek doğru olur mu? Selhattin Urfalı: Kesinlikle katılıyorum. Dış ticaret yapan firmaların Linkedin profili pek yoktu. Tüccarlar, teknolojiye en son ulaşıyorlar çünkü daha çok ürüne odaklıdırlar. Covid ile birlikte ticaret mecburen durunca, ticaret yapmak için seyahat edemeyince o süreyi kendimizi geliştirmeye harcadık. Kitap okuduk, dijital yazıları takip ettik ve online etkinliklere ve toplantılara katıldık. Bunu herkes yaptı. Mesela Konya’da çok güzel bisküviler üreten bir üreticimiz, Amerika’daki sanal konferansa katıldı. Aslında bunu yapmak çok basit, bir şey bulmamız gerekmiyor. Her şey hazır. Ve bu imkan, bizim ayağımıza kadar geldi sadece bizim karar vermemiz gerekiyor. Böylece 1-2 yıl sonrasına belki çok daha hızlı bir şekilde hazır hale gelmek gerekiyor. Biz gelmesek, rakiplerimiz gelecek, o yüzden de yapacağımız işler sürdürülebilir olmayacak.
Dış Ticaretteki İlişkilerin Geleceği Nasıl Olacak?
Can Karadut: Burada ikili ilişkilerin dijital platformlarda geliştirebilmesinin önemi anlaşılıyor. Dijital ortamdaki ikili ilişkilerde sıcaklık hissedebilecek miyiz? Coimex ekibinin bu yönde bir çalışması var mı? Selhattin Urfalı: Buna daha zaman var. Şu an ticaret sektörü, dijital iletişimde sıcaklık kurmaya henüz hazır değil. El kol hareketleriyle ve göz göze gelerek güveni sağlayan milletimiz için dijital ortamda güveni sağlamak biraz zor oluyor. Ancak sürekli denememiz ve öğrenmemiz gerekiyor. Belki bu güveni belgelerle sağlayacağız. Belki yapacağımız ve okuyacağımız yorumlarla bunu sağlayacağız. Veya firma ile görüştükten sonra o ülkedeki ticari ataşelerle iletişime geçeceğiz. Firmanın web sitesinden, daha önce yaptıklarına bakacağız ya da diğer ticaret yaptığı firmalarla görüşeceğiz. Korkmadan, dijital anlamda bu kanalların hepsini deneyeceğiz. Makarna sektörünü düşünelim mesela: Türkiye’nin, İtalya Mısır gibi rakipleri var. Bu denemeleri Türkiye yapmaz Mısır ve İtalya yaparsa, biz Türkiye olarak müşterilerimizi kaybederiz. Her ülke ile her sektörde dijital olarak etkileşimde olmamız lazım. Son olarak Endüstri Radyo dinleyicileri ve bu dijital reforma ‘evet’ diyenler, ENDUSTRIRADYO kodu ile Coimex web sitesinden %30 indirimli olarak üye olabilirler.
Doğu Afrika’ya Dış Ticaret Hacmini Artırmak İçin Atılması Gereken 8 Adım
Ticaretin gerçekleşeceği ürün grubuna göre hedef ülkeyi belirlemek ve resmi kanallarla irtibata geçmek.
Güvenli ticaretin gerçekleşmesi için 9 aylık mali süreci iyi hesaplamak.
Dış ticaretin gerçekleşeceği ülke belirlendikten sonra civardaki ülkeleri de göz önünde bulundurmak.
Doğu Afrika’ya ihracatın ötesinde tarımsal üretim, hammadde ihracatı ve yarı mamül ihraç edip orada üretime geçmek.
İhracat yaparken, gizli maliyetlere de dikkat etmek.
Dış ticaret gerçekleştirilirken, ihtiyaçları ve talepleri, resmi kurumlara iletmek böylece ihtiyaç duyulan çözümlerin üretilmesini sağlamak.
Dış ticaretin gerçekleştirileceği ülke ile çift taraflı teşvikleri araştırıp, bu teşvikleri kullanmak.
İkili ilişkilerin, pandemi sürecinde tıkanmaması için yeni normalde, dijital platformları daha fazla kullanmak ve ilişkileri ağırlıklı bir şekilde dijital olarak sürdürmek.
Ticaret yapılmak istenen hedef ülkeler bazında sorun yaşamamak için hedef ülkenin etnik, sosyal, politik, kültürel durumuna ve konuşulan dile de dikkat etmek.
Tüm konuşmacıların konuşmaları doğrultusunda, 8 adımı katılımcılarla paylaşan COIMEX CEO’su Selhattin Urfalı, ihracatçı firmalara Doğu Afrika’daki kabilelere ve şehirlere de dikkat etmeleri tavsiyesinde bulundu. Pandemi döneminde sanal ticaret heyeti organize ettiklerini belirten Selhattin Urfalı, Mayıs ayında online Kenya delegasyonu ve Haziran ayında online Hindistan delegasyonu aracılığıyla yabancı firmaların, Türkiye’den bazı firmalar ile ticarete başladığını söyledi. Bu sanal organizasyonlar sayesinde ikili ilişkilerin kesintiye uğramadan sürdürülebildiğini hatta zaman kazanma ve diğer ulaşım vb maliyetlerini düşürmesi açısından, dijital platformların çok daha verimli olduğunu belirtti. Selhattin Urfalı 8’inci maddenin alt maddesi olarak, ticaret yapılmak istenen hedef ülkeler bazında sorun yaşamamak için etnik, sosyal, politik, kültürel duruma ve konuşulan dile de dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Türk ihracatçı firmaların dijital ortamda, Doğu Afrika ülkelerine kolaylıkla mal satabileceklerini düşündüğünü söyledi. Yapılan konuşmalardan ve Doğu Afrika’ya Ticaret Hacmini Artırmak İçin Atılması Gereken 8 Adımın belirlenmesinden sonra gerçekleştirilen soru cevapların ardından webinar tamamlandı.
Comments are closed.